Ana içeriğe atla

Kafasından Geçenler

 Bugün günlerdir yapmak istediğim şeyi tam şu an yapıyorum. Evet! Yıllar sonra blog yazıyorum. Ama bu sefer günlük gibi. Çünkü aklımdakileri aktarma isteğim ile birleşiyor yıllar sonra blog yazmam. 

Dün laptopta daha hızlı yazabildiğimi ve şu an mekanik klavyede daha yavaş yazdığımı fark ettim. Belki de bunda tırnaklarımın etkisi var.

Her neyse...

2 gündür uyku düzenim çok saçma. Aynı duygularımda olduğu gibi. Çünkü duygularımdan kaçıyorum. Aynı zamanda akşam yemeği de yemiyorum. Gerçekten 5 saatte bir yemek yemesem elim ayağım titrer, başım ağrır, midem bulanır ve yataklara düşerdim. Kalkamayacak halde yalvarırdım "Lütfen şu an bu durumdan çıkabileyim." naraları içinde. Kibar haliyle elbette. 

Duygularımdan kaçıp uykuya vermeyi çok yeni öğreniyorum. Aynı şekilde aslında merak ettiğim bir durumu kendi içimde bile merak etmemeye o kadar alıştırmışım ki sorgulamıyorum hatta düşünmüyorum bile. Bu eski ben değil, kesinlikle yeni, heyecansız, içinden o duyguları alınmış bir İrem. Cidden böyle miydin acaba diye kendime sorup günlüğümün eski sayfalarına bakmam gerek diyeli 4 gün oluyor. 

Eskiden çok üzüldüğüm bir olayı da sindirdiğimi zannederken, hala buna ölesiye bağımlı bir şekilde bağlı olduğumu görüyorum. Üzüldüğüm olaya bağımlıyım. Çok garip değil mi? Sevgi bağını kaybetmek istemez insanlar. Ben de üzüntü bağımı kaybetmiyorum. Aklımı alıp fırlatma isteğim yıllardır geçerli. Başa çıkamıyorum bazen. Ben de bu sebeple uykuya veriyorum kendimi. Sabah 6'da kendiliğimden uyanıyor olmam iyi bir şey gibi gözüküyor buraya yazdığımda. Ama bana normal gelmiyor. AĞAĞAĞAĞ! 

YETER!

Düşünceler silsilesinde olmak beni hiçbir yere vardırmıyorrr! HEEEY! İREEEM! Düşündükçe problemlerin çözülmüyor. Evet korkuyorsun, tekrar üzülmekten, boşa çıkan çabanın seni hayal kırıklığına uğratmasından, güvendiğinde acabaya düşmemek istiyorsun hepsini anlıyorum. Anlıyorum, çabanı görüyorum- EĞĞHHH! 

İçimizdeki psikolog da, anne de bi' herkes susabilir mi ya? Sadece güzel yaşamak istiyorum. Doyumsuz da değilim, sahte bir sevgi de istemiyorum. Sadece kaldırabilmek için biraz zamana ihtiyacım var. Eskisi gibi yıkılmıyorum artık. Bu da yeni bir İrem örneği mesela. 

-Ama o kaygıların hiç gitti mi İrem? Daha da büyüdü dimi? 

Hasss, haydaaaaa...

AHAHAHAH ZATTİRİ ZORT ZORT İREM ( Farkındalık geldi:) ) 

Of cidden kendime güldüm. Acil dopamin servisiii! 

Yorumlar

  1. Hadi başarılar :)
    Bir yerden başlamak lazım :D

    YanıtlaSil
  2. :) hoşgeldiiin. eh on yıl filan oldu yani. bu arada lise üniversite bitmiş olmalı. yüksek mi yapıyorsun yoksa işe mi girdin. ama uyuduğuna göre işe girmediiin :) antalyada olmalısın yineee :) hüzünlü ama şirin yazmışsın, eskisi gibi. eskiden kitapları da çok severdin. bişeylere üzüldün yani demek ki :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kitap Dünyam Nasıl Başladı ?

Merhaba arkadaşlar. Ben İrem YAĞIZEL. Ben 08.11.2001 yılında doğdum ve yazar olmak istiyen kitap kurdu, edebiyatı kuvvetli bir öğrenciyim. Benim de her insan gibi hayallerim var ancak benim hayallerim daha 10 yaşındayken başladı. Ben 2012 yıllarında aslında hiç okumayı sevmeyen, yazmayı seven biriydim. Ancak ta ki şu güne kadar; Bir gün babamla birlikte bir alışveriş merkezine gittik ve ben kitap bakmayı seven biriydim. Geçtim kitapların bulunduğu bölüme ve bütün kitaplar saçma sapan geliyordu. Ben arka kapak yazılarını okumaya başladım. Bu iş daha da zevkli oluyordu. Ben sonunda bir kitabı aldım ve inceledim. Bu kitap gerçekten güzeldi. Kitap: Cengiz ERŞAHİN'in "Cesaret Veren Öyküler" kitabıydı. Bir sürü hikaye vardı ve adı gibi bana cesaret verdi. Ben o kitabın cesaretiyle yazmaya başladım ve şu an kitap yazıyorum. Hayallerim'in gerçekleşemeyeceğini bilsem de yine de hayaller kurmaya devam ediyorum ve umutlarım tükenmeyecek kadar fazla. Blogum da istediğiniz b...

İzleyiciler